31 Aralık 2011 Cumartesi

YAŞAMA SEVİNCİ DAMARI ?

Bugünlerde yazasım gelmiyor.
Girip girip çıkıyorum bloggera .
Tam bir şeyler yazacak oluyorum , vazgeçip hepsini siliyorum .
Neşem yok .
Keyfim hiç yok .
Bu ikisi olmayınca yaşama sevinci yok .
Noluyor anlamıyorum ama bir şeyler hep ters gidiyor.
Birilerini mutsuz ettim ki ben de şuan mutlu değilim.
Gerçi benim hayatımın her döneminde bu depresyon sıtayla etkili olmuştur :)
Günlerdir okula gitmediğimden bir arkadaşım hayat damarlarından biri mi koptu ? diye bir mesaj attı geçen gün.Düşündüm galiba yaşama sevinci damarım koptu dedim .Bence gerçekten böyle bir damar var ve benimki ya tıkandı ya da tamamen koptu .Tıkansa yine bir şekilde açılır ama ya koptuysa ??


Neyse bugün yeni yılın başıymış galiba .
İyi bir yıl olsun 2012
Cıngılbelsler :)

29 Aralık 2011 Perşembe

!!!

BİRAZDAN KUDURUR DENİZ


Birazdan kudurur deniz
Birazdan dalgaların sırtından
Üst üste fışkıran rüzgarlar
Bir intikam gibi saldırınca üstüne.
Yüzüne şarkılar çarpar, yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın
Sen artık, sen artık buralarda duramazsın.

"Artık sazın bağrı mı olur
Kimsenin bilmediği bir ağrı mı
Gider kendine gömülürsün 
Yoksa bu şehir bu sokaklar 
Seni alır kullanır seni alır kullanır
Santim santim çürürsün."

Bazen bir uçurum kalır
Bazen de martıların ardından
Velvele koparan bir leş kalır
Bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
Sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın
Sen artık hiçbir sözü, hiçbir sözü kaldıramazsın.

"Şimdi bir yeni sevda mı olur 
Kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı
Tutar sıfırdan başlarsın
Yoksa bu ilişkiler bu zaaflar 
Seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir
Dirhem dirhem azalırsın."






YUSUF HAYALOĞLU



23 Aralık 2011 Cuma

Seven ne yapar ?

Seven ne yapmaz ?

Veya ne yapar ?

Bir şey yapmalı mıdır ?

Seviyor ya zaten bir şey yapmasına gerek mi vardır ?

Bence vardır .

Tüm kalbiyle sevmelidir önce .

Karşısındakini dünyanın en şanslı insanıymış hissine kaptırtmalıdır:)

Her şeyden önce O'nu düşünmelidir .

Bu kadar yazdım Aşk Tavuğu sanacaksınız beni de haa .

Yok öyle bir şey hiç olmadı , olmazda zannımca :)

Bu şarkıyı dinledikten sonra yazdım bunlarıda paylaşmasam olmazdı . Dinleyelim o zaman ...

Rumuz : Açılmamış gül goncası Mutsuz Tavuk :)





17 Aralık 2011 Cumartesi

Tembel Tavuk .



Oradaki çöp adam benim.
Tembelim.
Uyuşuğun tekiyim.
Ve başımın ağrısı da doğuştan.
Ama her şeye rağmen yaşamayı seviyorum , hayatın bana getireceklerini merakla bekliyorum .
Elbet bana da güler bir gün talih .
O 'ndan gelen her şeye binlerce kez şükür.
Ve her zorluğa sonsuz sabır...


Çok ciddiyim bu günlerde farkındayım . Ama geçici bir süre . Çevreye verdiğimiz ciddilikten dolayı özür dileriz :)

Sevgiler,saygılar ... :)

15 Aralık 2011 Perşembe

...

Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak
.


Cahit Sıtkı


14 Aralık 2011 Çarşamba

Şimdi bir deniz kenarında olsaydım keşke .
Deniz dalgalansaydı yavaş yavaş ...
Ben içime çekseydim tuzlu suyun kokusunu .
Elimde de bir paket çekirdek olsaydı :)
Sonsuz güzelliğe dalıp gitseydim hiç bir şey düşünmeden ...

Bunları annem okusa şöyle derdi : Onu Ankara'ya gitmeden önce düşünecektin hanım :))
Bir de en sevdiğim şair Orhan Veli'den bir deniz şiiri paylaşayım dedim okuyun galii :)

Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler..
Damların üzerinden, ben, zavallı
Ben, yıllardır denize hasret.

Orhan Veli Kanık

Hepinize denizli günler dilerim efenim .

Çocukluğumun moda ikonu ŞÖHRET ...

Bugün ilkokul çağlarım geldi aklıma hey gidi heyy...
Eeee o günler hatra gelirde Atilla Taş 'lı okul danslarımız aklıma gelmez mi .
Düşünüyorumda şimdi o dansları yapmam için bana trilyon verseler yine de yaptıramazlar (İç ses hadi len diyor )Tamam abartmış olabilirim trilyon verseler değil dans etmek , kafamın üstünde bile dönerim :)
Neyse iç ses konuyu dağıtmasın .
İşte şimdi danslar komik gelse de o zamanlar o dansı yapmak için geberiyodum .Sınıfın havalı ve ebat olarak benden üç kat uzun olan kızı Şöhret 'e az yalaklık yapmamıştım beni de dansa alsın diye . Şöhret o zaman sınıf kızlarının başkanı hatta moda ikonuydu . Biz ezik kızlar olarak Şöhret 'i ulaşılmaz bi yere koymuştuk gözümüzde. Ama nasıl koymayalım ki bu kız çocuğun ilkokul ikiden beri düzenli olarak sevgilisi olurdu . Şöhretin sevgilileriyle maceralarını dinlemek en büyük zevkimizdi . O da bunu bilir artık bi yerlerinden uydurarak mı anlatırdı yoksa yaşarmıydı gerçekten bilemiyorum :)
Neyse bu kız çocukluğumda beni baya baya etkilemiş galiba bu kadar çok anlattığıma göre .
Ben Atilla Taş şarkılarıyla yaptığımız o müthiş dansları anlatmak istiyorum.Biz bu dansları genellikle tenefüs aralarında veya kırk yılda bir matematik işlemediğimiz beden derslerinde yapardık . (Beden derslerinde matematik işleyen lanet hocalar konusunuda bi ara işliycem )
Bu danslar yaklaşık on kız çocugunun karşıklıklı geçip akıl almaz hareketlerle Atilla Taş'ın nadide eserleri olan Kırmızılım , Oy Pembelim Pembelim gibi eserlerle yaptıkları figürlerden oluşmaktadır . Haa bu arada şarkılarda bu on kız çocugu tarafından söylenmektedir .Bu önemli ayrıntıyıda aktardıktan sonra şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim bütün okul da bu kızları izlemektedir .
Allah kimsenin çocuğuna böyle ağır travmalar yaşatmasın . Amin.
Yazımı burada bitirirken dans kariyerimede ilkokul beşte son verdiğimi söylemekten gurur duyarım .


Not : Şöhret denen zilli ilkokuldan sonra hiç uzamadı.Ama bu durum onu yıldırmadı hala yoğun bir aşk trafiği var .

Şu karikatürde armağanım olsun .

12 Aralık 2011 Pazartesi

Yani olmuyor ...

Sevmiyorum bazı insanları .
Sevemiyorum...
Olmuyor birşey hep eksik kalıyor onları sevmem için .
Mesela çok konuşan insanları hiç sevmiyorum. Benim felsefem 'Çok konuşan bok konuşurdur '. Ama cidden öyle değil mi neden bir insan bu kadar çok konuşur neden herşeyi ben biliyorum havalarında takılır amacı nedir ? Babam hep 'Çok mal haramsız,çok laf yalansız olmaz' derdi.(Yanlış anlamayın hala söylüyor. Ömrüne bereket. ) Galiba ben de bu sözden çok etkilenmişim ki çok konuşan insanın hep yalan söylediği fikrine kapılırım.Tabi herkes öyle değildir.Tatlı gevezelikleri olan insanlarda vardır ama benim bahsettiğim çeşit hep kendi hayatını,yaptıklarını,yapacaklarını durmadan car car anlatan kişiler.
Bunlardan herkesin çevresinde vardır.Hiç yoksa da bi tane vardır canım şimdi atmayın benim çevremde yok falan diye.Belki de bahsettiğim katagoriye biz giriyoruzdur :'( Aman Allahım ...!
Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin.Amin. Günlük duamızıda yaptıktan sonra devam edebülürüz :))
Neyse ne diyorduk işte ben bu ve buna benzer sebeplerden ötürü sevmiyorum bazı insanları.Aslında hata ettiğimi biliyorum.Yaratılanı Yaradandan ötürü sevmek gerek... Ama olmuyor istesemde...

Ve yazımı şu güzel şarkıyı size armağan ederek bitiriyorum.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Görmemişin blogu olmuş ...

Yazımızın başlığından anlaşılacağı üzere görmemişin bir blogu olmuş tutmuş günde 3546 kez yazmış konusu üstünde duriciiz .
Şaka tabi niye böyle bir konu üstünde duralım blog benim istediğim vakit istediğimi yazarım :)
Şuan itibariyle ne yazacağımı da bilmiyorum aslında. Çeşitli konulardan bahsedebiliriz yani bahsedebilirim diyecektim .
Mesela benim bugünlerde en çok rahatsız olduğum konulardan biri yere tüküren insan (!) türü canlılar.Yaşadığım yer en çok yere tüküren insanın bulunduğu semt galiba.Buranın havasından suyundan insanların tükürük bezleri haddinden fazla mı çalışıyor ya da manyakça bunu zevk haline getirmiş insan toplulukları arasında mı yaşıyorum bilemedim . Adım başı irenç bir görüntüyle karşılaşmak zorundamıyım veya zorundamıyız ha sevgili dostlar ? Bir de soğuk havanın etkisiyle donmuyo mu o iğrenç şeyler ööööüüüüğğğğ :))

Bence bu insanlara cezai işlem uygulanmalı ne biliyim gerekirse toplum önünde teşhir falan edilmeli o türükürükleri yalatılmalı ve daha bir sürü benzer işkenceyle bunların önünü alabiliriz :)

Neyse ya akşam vakti bu kadar midemizi bulandırdığımız yeter.Ben niye böyle bir yazı yazdım?Demek ki çok sinirlenmişim bana da yazık !

Hoşça ve dostça kalınız :)

En kötü kararlardan beterdir kararsızlık !

Vay anasını hala kimse yok :)
Ne demiştim ben zaten kendim için yazıyorum :P
Keller yağırlar birbirini ağırlar durumunda devam ediciiz.
Bu blog aslında herkesin okuduğu bir günlük olsun gibi bir fikir vardı aklımda ama bunu yapmışlar meğerse.
Daha orijinal bişey de gelmedi aklıma benim orijinalliğim bu kadan :)
Kendimden bahsedeyim birazcık ben zorunlu olarak Ankara'ya gelmiş ve burda edebiyat okuyan bir minik insanım :)
Edebiyattan başka bir tercihim yokken , bütün kalbimle edebiyat okumak isteyen ben şu an okuduğum bölüme,sınıfa,hocalara lanetler yağdırıyorum .
Niye böyle olduğu konusunda hiç bir fikrim yok ya benim yeteneğim yok ya da başka bi sebep yok . Anlaşıldığı üzere benim yeteneğim falan yok.Peki napak şimdi okulu bitirmeye iki yıl kalmışken bırakıp herşeye yeniden mi başlamalı yoksa bitirip mutsuz bir tavuk olarak yaşamaya devam mı etmeli.
Demiştim ya ben kararlı değilimdir diye şu son iki yılda buna da karar veremedim ve büyük ihtimalle ben karar veresiye okul bitecek .
Bunu çevremdekilere anlatınca saçmalama be ne bırakması oku paşa paşa bitirincede gir işine diyenlerde var.Böyle mutsuz mutsuz nereye kadar Tavuk bırak herşeye yeniden başla diyenlerde.
Zaman neler getirir neler götürür bilinmez...
Bir mucize olur ben okulumu severim belki de .
Neyse yazdığım sürece bu gelişmelerden haberdar olacaksınız (İç ses : Kim haberdar olacak salak diyor )


Ha bi de şuan yanımda fucuk (sucuk) manyağı iki yaşında dünya şekeri bi yavrucak var.Sizlere selamları var.Yalan yalan küçücük çocuk ne selamı yollayacak ama ona fuçuk getirirseniz belki bi kere öper sizi .

Bu günlük de bu kadar esen kalın falan filan ...

4 Aralık 2011 Pazar

Selam artık biri daha var aranızda :)

Öncelikle merhabalar diliyorum herkese (!) Herkes mi ? hani nerdeler :)
Şaka tabi birilerinin beni okuyacağını biliyorum.Okursunuz di mi ?
Okumasanız da ben yazmaya devam edeceğim ben birileri okusun diye değil kendim için yazıyorum (İç ses : salak salak konuşma be birileri okumazsa sen bi bok yazmazsın buraya diyor :)
Ben onu dinlemicem kararlıyım
Kararlımıyım aslında onu da bilmiyorum ben hayatımda hiç bir zaman çok kararlı olmadım,olamadım hep o içimdeki lanet ses birşeyler iyi gitse kızım az sonra herşey bozulacak göt gibi kalıcan ortada dedi.Ben de durum böyle olunca mutlu olsam bile ilerde mutsuz olurum düşüncesiyle o anı bile yaşayamadım ...
Bunu okuyunca senin kafa nası çalışıyo manyak mısın kızım sen falan demeyin.Ben de henüz hangi kafada yaşadığımı bilmiyorum ...
Neyse burda şizofrenik sancılar yaşayan bir kızın hayatına ucundan kıyısından misafir olmaya geldiniz hoşgeldiniz,hoşgeldik falan filan :)